Geçmişte mahalle de bulunan yatırlar anısına, bolluk ve rahmet için yapılan ‘Dede Çorbası’ son yıllarda yine hayata geçirildi.
Çorbanın üretimini ve kıssasını anlatan Gülnazik Bektaş ve Şerife Duru konuşmalarında “Eskiden dedelerimiz, ninelerimiz bu çorbayı köy dedesi dediğimiz aktiflikte yatırların başında mezarlıkta yaparlardı. Bütün köylü de oraya çorba almaya giderdi. Eskiler ölünce bu gelenek bir mühlet olmadı. Artık devam ettirme kararı aldık. 5-6 yıldır bu aktifliği devam ettiriyoruz. Bir gün evvelden gelip hamurunu yoğurduk. Yufka biçiminde açarak kare kare kestik. Nanesini, soğanını tüm mahalleli daima birlikte hazırlıyoruz. Birebir gün sabah tavukları harşlıyoruz, suyunu gereçlerini karıştırıp hazır hale getiriyoruz.7 kazan çorba yaptık bugün. Bütün herkes kaplarıyla, tabaklarıyla geldi çorbasını doldurdu. Kimileri tavuk aldı, kimileri un aldı, materyal dayanağı, maddi takviye ile tüm mahalle daima birlikte bu senede ‘Dede Çorbamızı’ yaptık” diye konuştular.
Göllüce Mahallesi Muhtarı Hüseyin Kutlu da mevzuyla ilgili açıklamasında “Yaklaşık 200 yıl evvel Göllüce’de bütün köylülerin bahçesinde çalışan, her hanede emeği olan yalnız hiç evlenmemiş ve kimsesi olmayan garip lakaplı biri yaşlandıktan sonra benim bu köyde emeğim var beni bu köye gömün diyerek gömülmek istediği yeri o devrin önde gelenlerine söyleyerek ricada bulunmuş ve mezar kazılırken kimsenin korkmamasını mezarından karıncaların çıkacağını ve bütün mezarlığı saracaklarını lisana getirir. Kendisinin oraya gömülmesini söyler ve köylüler de bu isteğini yerine getirirler. Vefatından sonra gösterdiği yer kazılır ve tam da anlattığı üzere orada karınca yuvaları çıkar. Daha sonra ona ermiş gözü ile bakılarak mumlar yakılır, çaputlar bağlanır birebir vakitte da Garip Dede hayrına Dede Çorbası yapılıp bütün köye dağıtılırmış. Çorba günümüzde Uzun Bekirler Sülalesi, Bektaş’lar ve Koca Kardeşler Sülalesi, Acar’lar tarafından Garip Dede hayrına her yıl köylünün de katkılarıyla yapılarak ikram edilir” diye belirtti.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
News
