Dell Technologies Araştırması: Yüksek büyüme gösteren şirketler yapay zekâ ve üretken yapay zekânın kesimleri dönüştürmesini bekliyor

Dell Technologies, ortalarında Türkiye’nin de olduğu 40 ülkeden 6.600 şahısla yaptığı araştırmanın sonuçlarını açıkladı. ‘Innovation Catalyst’ başlıklı araştırmaya nazaran iştirakçilerin yüzde 58’i üretken yapay zekâyı uygulamaya başladıklarını belirtiyor.

Dell Technologies; Kuzey Amerika, Latin Amerika, EMEA (Avrupa, Ortadoğu, Afrika), APJ (Asya Pasific ve Japonya) ve Çin’de 100’den fazla çalışanı olan kuruluşlardan 6.600 iştirakçinin yer aldığı ‘Innovation Catalyst’ isimli araştırmanın sonuçlarını açıkladı. 

Araştırmaya nazaran iştirakçilerin yüzde 81’i üretken yapay zekâ (GenAI) ve yapay zekânın (AI) gelecekte bölümleri değerli ölçüde dönüştüreceğine inanıyor. Bu oran, 2023’te yüksek ciro artışı (+yüzde 25) elde eden kuruluşlar için yüzde 91 olurken, düşük ciro artışı (yüzde1-5), sabit ciro yahut ciro düşüşü kaydeden kuruluşlar için yüzde 75’e düşüyor.

Aralarında Türkiye’nin de olduğu 40 ülkeden 6.600 bilgi teknolojileri (BT) öncüleri ve şirket yetkilisinin cevaplarına dayanan araştırma, AI ve GenAI’ya ait kıymetli bir optimistlik ortaya koysa da kuruluşların süratli değişime hazır bulunuşları değerli ölçüde değişiyor. İştirakçilerin yüzde 82’si rekabet açısından âlâ konumlandıklarını ve sağlam bir stratejiye sahip olduklarını belirtiyor. Bununla birlikte, neredeyse yarısı (yüzde 48) önümüzdeki üç ila beş yıl içinde bölümlerinin neye benzeyeceğinden emin olmadığını ve neredeyse her on iştirakçiden altısı (yüzde 57) değişime ayak uydurmakta zorlandığını söz ediyor. Katılımcılar, inovasyonu teşvik etmede karşılaştıkları zorluklar ortasında hakikat yetenek eksikliği (yüzde 35), data kapalılığı ve siber güvenlikle ilgili tasalar (yüzde 31) ve sonlu bütçenin (yüzde 29) yer aldığını belirtiyor.

GenAI, uygulamaya hazır!

Katılımcılar, GenAI’nin BT güvenlik duruşunu uygunlaştırma (yüzde 52), üretkenliği artırma (yüzde 52) ve müşteri tecrübesini geliştirme (yüzde 51) hususlarında dönüştürücü yahut kıymetli bir potansiyele sahip olduğunu belirtiyor. Bununla birlikte, üstesinden gelinmesi gereken zorlukların da farkındalar. Örneğin yüzde 68’i GenAI’ın yeni güvenlik ve saklılık sıkıntıları yaratacağından korkuyor, yüzde 73’ü ise bilgilerinin ve IP’lerinin üçüncü tarafın erişebileceği bir GenAI aracına yerleştirilemeyecek kadar bedelli olduğu konusunda hemfikir.

Genel olarak verilen karşılıklar, kuruluşların fikir kademesinden uygulama kademesine geçerken GenAI pratikleri üzerinde çalıştıklarını gösteriyor; yüzde 58’i GenAI’yi uygulamaya başladıklarını belirtiyor. Kuruluşlarda kullanım arttıkça, risklerin nerede olduğu ve bunlardan kimin sorumlu olduğunun belirlenmesine odaklanılıyor. Katılımcıların yüzde 77’si, rastgele bir AI arızasından yahut istenmeyen davranışlardan makine, kullanıcı yahut kamu yerine kuruluşun sorumlu olduğu konusunda hemfikir.

Dell Technologies EMEA Başkanı Adrian McDonald konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Birçok kişi GenAI üzere dönüştürücü tesiri olan teknolojilerden faydalanmak için harekete geçiyor; pahası ortaya çıkarmak ve büyümeyi desteklemek için yapay zekâyı bilgilerine entegre ediyor. Bu fırsatı kıymetlendirmek, sürdürülebilirlik göz önünde bulundurularak tasarlanmış, inovasyon alanında inançlı ve ölçeklenebilir teknoloji temelleri oluşturmak açısından emniyetli ortaklardan oluşan güçlü bir ekosistem gerektiriyor” sözlerini kullandı.

Kuruluşlar, günümüz tehdit ortamı zorluklarına göğüs geriyor

Siber güvenlik, kuruluşlar için kıymetli bir kaygı kaynağı olmaya devam ediyor. İştirakçilerin yüzde 83’ü son 12 ay içinde bir güvenlik saldırısına maruz kaldıklarını bildirerek bu kaygıları doğruluyor. Çoğunluk (yüzde 89) ‘Sıfır Güven’ dağıtım stratejisini benimsiyor, yüzde 78’i ise bir siber akın yahut bilgi sızıntısından kurtulmak için bir ‘Olay Müdahale Planı’na sahip olduklarını söylüyor.

Belirtilen birinci üç sorun ortasında makûs gayeli yazılım, kimlik avı ve data ihlalleri yer alıyor. Kimlik avına ait problemler, çalışanların tehdit ortamında oynadığı rol olmak üzere raporda vurgulanan daha geniş bir sorunun altını çiziyor. Örneğin, iştirakçilerin yüzde 67’si birtakım çalışanların verimlilik ve üretkenliği artırmak için BT güvenlik kurallarını ve uygulamalarını atladığına inanıyor, yüzde 65’i ise içeriden gelen tehditlerle ilgili tasalarını lisana getiriyor. Bu durum, çalışanlar siber güvenlik tehditlerine karşı birinci savunma çizgisini temsil ettiğinden eğitime odaklanılması gerektiğine işaret ediyor. 

Doğru teknoloji altyapısı, kuruluşların başarılı olmasına yardımcı olacak 

Araştırma ayrıyeten, GenAI üzere teknolojiler ivme kazandıkça ve bilgi hacimleri arttıkça çağdaş data altyapısının kritik rolünü de ortaya koyuyor. Çağdaş, ölçeklenebilir bir altyapıya yatırım yapmak, işletmelerde inovasyonu hızlandırmak için en değerli düzgünleştirme alanı olarak gösteriliyor. BT karar vericilerinin birçok (yüzde 82), GenAI’ın uygulanmasında öngördükleri zorlukların üstesinden gelmek için şirket içi yahut hibrit bir modeli tercih ettiklerini söylüyor.

Verilerin işletme genelinde paylaşılabilmesi inovasyon bulmacasının değerli bir parçasıyken, iştirakçilerin sadece üçte biri (yüzde 33), mevcutta inovasyon çalışmalarını desteklemek için bilgileri gerçek vakitli içgörülere dönüştürebildiklerini söylüyor. Bununla birlikte verilen cevaplar, kuruluşların bu zorluk karşısında harekete geçtiğini gösteriyor. İştirakçilerin yüzde 82’si, bilgilerin farklılaştırıcı olduğunu ve GenAI stratejilerinin datalardan yararlanmayı ve bilgileri müdafaayı içermesi gerektiğini söylüyor. Ayrıyeten neredeyse yarısı (yüzde 42), önümüzdeki beş yıl içinde datalarının büyük bir kısmının uçtan geleceğini iddia ettiklerini belirtiyor.

Diğer araştırma bulguları ortasında şunlar yer alıyor:

• Beceriler: Katılımcıların üçte ikisi (yüzde 67) şu anda dallarında inovasyon için gerekli yeteneklerin mevcut olmadığını belirtiyor. Öğrenme çevikliği ve isteği, yapay zekâ akıcılığı, yaratıcılık ve yaratıcı düşünme, önümüzdeki beş yıl için gereksinim duyulan en değerli marifet ve yetkinlikler olarak sıralanıyor.
• Sürdürebilirlik: Katılımcıların yüzde 42’si ‘çevresel açıdan sürdürülebilir inovasyonların teşvik edilmesinin’ kıymetli bir uygunlaştırma alanı olduğunu düşünüyor. Güç verimliliği üst sıralarda yer alıyor; yüzde 79’u BT ortamlarını daha verimli yönetmek için hizmet olarak sunulan tahlilleri deniyor ve yüzde 73’ü daha güç verimli hâle gelmek için yapay zekâ çıkarımını faal olarak uç noktalara taşıyor (örneğin, akıllı binalar).
• BT’yi stratejik bir ortak hâline getirmek: Hâlihazırda, şirket karar vericilerinin yüzde 81’i BT karar vericilerini stratejik görüşmelere dâhil etmiyor, lakin her iki taraf da daha güçlü bir bağlantıyı ikinci en değerli uygunlaştırma alanı olarak sıralıyor.   

‘Innovation Catalyst’ Araştırması hakkında:

Dell Technologies; Kuzey Amerika, Latin Amerika, EMEA, APJ ve Çin’de 100’den fazla çalışanı olan kuruluşlardan 6.600 iştirakçinin yer aldığı bu araştırmayı yürütmesi için Vanson Bourne ile iş birliği yaptı. Söz konusu kuruluşlar hem kamu hem de özel dal kuruluşlarından oluşuyor.

Araştırmaya katılanların tamamı, kuruluşları içinde inovasyona taraf vermekte ya da tesir etmekte olup toplam iştirakçilerin 3.330’u BT karar vericileri, 3.330’u ise şirket karar vericilerinden oluşuyor.

Görüşmeler Eylül, Ekim ve Kasım 2023’te çevrimiçi olarak ve telefon aracılığıyla gerçekleştirildi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı