Doktorlar Tarık Kuzu’nun elinin kesilmesi gerektiğini ve parmakların dikilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Daha sonra Anadolu Sıhhat Merkezi Hastanesi’ne sevk edilen Tarık Kuzu, 2 yılda 12 ameliyat olarak sıhhatine kavuştu. Hastaneye geldiğinde elinde yalnızca 2 parmağının kaldığını ve kendi elinin kendisine gösterilmediğini, durumun birinci başta çok ağır olduğunu söyleyen Tarık Kuzu, “Geçtiğimiz ay son ameliyatımı oldum. 10 buçuk saatlik bir ameliyatla ayağımdan elime parmak nakli yapıldı. Aylarca fizik tedavi gördüm. Artık bebeğimizi kucağıma alıp sıkıca tutabildiğim için çok memnunum. Ameliyatımı yapan Dr. Serdar Düzgün hocama ve tüm gruba minnet duyuyorum” dedi.

Bir fabrikanın ekstrüzyon kısmında paketlemeci olarak çalışan Tarık Kuzu, 2022 yılının Kasım ayında, şimdi 25 yaşındayken gece mesaisindeyken iş kazası geçirdi. Havalandırma filtresine ufak bir plastik modül kaçtığını, onu çıkarmaya çalışırken elini makinenin içerisine soktuğunu ve geri çekemediğini anlatan Kuzu, “Beni çabucak en yakın hastaneye kaldırdılar. Birinci gittiğimiz hastanede doktor 2 parmağım durmasına karşın elimin tamamını kesmek zorunda kalacağını lisana getirdi. Akabinde beni Anadolu Sıhhat Merkezi Hastanesi’ne getirdiler” diye konuştu.

Anadolu Sıhhat Merkezi Hastanesi’ne geldiğinde Dr. Serdar Düzgün’ün kendisini muayene ettiğini ve kendisine moral verdiğini anlatan Tarık Kuzu, “Doktor babama elimin fotoğrafını göstermiş. Babam orada el diye bir şey görmediğini söyledi bana. Ben de elimin üst kemiklerinin olmadığını hatırlıyorum. Bir müddet elime hiç bakamadım” dedi. 

2 parmağa protez takılacak

25 gün Anadolu Sıhhat Merkezi’nde yattığını anlatan Kuzu, “O devirde üst üste çok sık ameliyat oldum. Serdar Hoca bana o periyotta çok moral verdi. Mikrocerrahi metoduyla toplamda 12 sefer ameliyat oldum. Dizimden de modül aldılar ele eklediler. Ayak baş parmağının yanındaki ikinci parmağı baş parmak olarak elime naklettiler. Burada hudutlar tek tek dikildi. Ayağıma bakınca eksik bir parmak yok üzere duruyor, eksik bir parmak olduğunu anlamak için saymanız lazım. Hatta ameliyattan sonra ‘Hocam hangisini aldınız’ diye espiri bile yaptım. Yani benim şu anda baş parmağım, işaret parmağım ve serçe parmağım var. Orta ve yüzük parmağım yok. 2 parmağım içinse cilt ahengiyle orantılı olan protezler var, bunlara bakacağım. İmaj emelli onları takacağım. İşaret, serçe ve baş parmak en kıymetli olan parmaklar. Aslında baş parmak yüzde 60’ıdır elin. Zira baş parmakla her şey yapılabilir. Baş parmak ve işaret parmakla birlikte bir şeyler kaldırabilir” açıklamasında bulundu.

Herkes engelli adayı

Tedavi süreci boyunca insanların konuşurken daima acıyarak eline baktığını lisana getiren Tarık Kuzu, “Beni beşerler çok etkiledi. Bizim insanımız ah ah, vah vah yapmayı çok seviyor. Kendi etrafımdan de o denli reaksiyonlar aldım. Beşerler benimle konuşurken yüzüme değil elime bakıyorlardı, o yüzden ben daima elimi kaçırmaya, saklamaya çalışıyordum. Ruhsal olarak zorlandım, ruhsal takviye aldım, fakat başta eşim olmak üzere tüm ailem ve iş arkadaşlarım daima yanımdaydı. O çok düzgün hissettirdi bana” dedi. 

Gebze Belediyesi Ampute Futbol Takımı’na gitmek istediğini paylaşan Kuzu, “Kulübü ziyaret ettim, çok sıcak karşılandım. Kimisinin bacakları yoktu, kimisinin doğuştan iki parmağı vardı, kimisinin parmakları var fakat eli gelişmemişti… Ampute Futbol Takımı’nda beşerler bana ‘Normal bu türlü şeyler, takılma, motivasyonunu yüksek tut’ üzere cümlelerle dayanak oldular. Ben arkadaşlarımla buluştuğumda elimi daima masanın altında tutardım, saklardım sonra bir gün, aldığım bu takviye sayesinde elimi masanın üstünde bıraktım ve masadaki insanların yüzüne hiç bakmadım. Elime baksalar da insanları umursamamaya başladım. Zira utanılacak bir şey yapmadım, bu herkesin başına gelebilecek bir şey. ‘Hepimiz bir engelli adayıyız’ derler, çok yanlışsız. Yolda otomobille giderken insanın başına ne geleceği muhakkak olmaz” dedi.

Elimi kullanabilecek olmam beni keyifli ediyor

Şu anda hareket ettirebildiği bir baş parmağı olduğunu lisana getiren Tarık Kuzu, “Bundan sonra elimi kullanabileceğimi biliyorum ve bu beni memnun ediyor. Birinci doğduğu vakitler çocuğumu tutmakta zorlanıyordum lakin artık baş parmağım var ve ben bunu daha da güçlendirip çocuğumu tutabileceğim. Kaybettiğim bir şeyin hüznü vardı, kaybettiğim parmağımın yerine tekrar bir parmak geldi, içimde bunun sevinci var. Ameliyatlarımı gerçekleştiren Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanları Dr. Serdar Düzgün ve Prof. Dr. Haluk Duman’a, ayrıyeten, uyguladığı fizik tedavi sayesinde elimi daha âlâ kullanabilmemi sağlayan Fizikî Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı’ya ne kadar teşekkür etsem az” diye konuştu.

DOKTORU NE DİYOR?

“Hastamızın elini ampute edilmekten kurtardık” 

Op. Dr. Serdar Düzgün (Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi, Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı)

Hasta bize geldiğinde total, ezici, parçalayıcı el yaralanması vardı. Bu yaralanma çeşidi, uygun olmayan merkezlerde ampütasyon ile sonuçlanır. Yani hastanın el bileğinden itibaren bütün eli ve dokuları kesilir. Fakat biz, bu gencin elini kurtarmaya karar verdik. Ameliyatlarda mikrocerrahi usulüyle damar ve hudut tamiratları yaptık. Bütün kemiklerini tekrar düzenledik. Ancak birinci, üçüncü ve dördüncü parmaklar onarılamayacak seviyede ziyan görmüştü, münasebetiyle onları almak zorunda kaldık. İki sene içerisinde toplam 12 ameliyat gerçekleştirdik. Peyderpey, etaplı olarak eli sıhhatine kavuşturmaya çalıştık. Bütün yumuşak dokularını kapattık, sonucunda da ikinci ve beşinci parmağını işler vaziyete getirdik. El cerrahisinde en öncelikli şey tutma işlevidir. Elin yaklaşık yüzde 50-60 fonksiyonunu tutma işlevi karşılıyor. Bunun için de birinci parmağın karşısında ikinci yahut üçüncü parmağın olması gerekiyor. Birinci parmağın tamiratını planladık ancak bu tamirat için bütün yumuşak dokuların yeterlice güzelleşmesi ve fizik tedavinin bir ölçü devam etmesi gerekiyordu. Kâfi güzelleşme gerçekleştikten sonra ikinci ayak parmağını eline naklederek, birinci el parmağının tamir ameliyatını gerçekleştirdik. Bu son derece kompleks bir ameliyat zira hem kemiği hem damarları hem sonları hem de tendon ve bağ dokularını onarmak gerekiyor. Birebir vakitte ayak parmağının da çok dikkatlice alınması gerekiyor. Daha sonra alınan parmağı anatomik durumda yeni yerine koymanız gerekiyor. Doğal süreçten sonra bütün onarılan tendonların, hudutların, damarların da çalışması gerekiyor. Yaklaşık 10 buçuk saat süren bir ameliyattan sonra biz bunu başarmış olduk. Son durumda hastanın artık birinci parmağı var ve fizik tedaviyle birlikte hastanın tutma işlevi geri gelecek. Artık elini kullanarak günlük işlerini kendi başına yapabilecek durumda. 

Burada yalnızca el değil, ayaktaki dokuların da çok dikkatli bir biçimde alınması gerekiyor. Ayak parmağının alınma sürecinden sonra oranın da ayrıyeten onarılması gerekiyor. Bu tamirat sırasında da oradaki bağların, tendonların ve ana yapı elemanlarının tekrar dizayn edilmesi gerekiyor. Biz bunu da çarçabuk yaptık ve şu anda ayağa dışarıdan bakıldığında, biçiminde rastgele bir anormallik görünmüyor. Bu ameliyatları çok özel bir mikroskopla gerçekleştiriyoruz. Ameliyat ettiğimiz bölgeyi yaklaşık 25 kat büyütüyor. Bu büyütme oranı sayesinde biz bütün anatomik oluşumları, dokuları, sonları çok rahat bir formda görebiliyoruz ve bu oluşumları özel aletlerle onarıyoruz. Tabipler olarak bilgi birikimimizi ve tecrübemizi son teknoloji ile birleştirdiğimizde hastalarımıza çok önemli yararlar sağlıyoruz. Elin ampute olmaması için tecrübe ve teknoloji çok kıymetli. 

Hastanın el işlevini en üst seviyeye getirmek için yaralanmış dokuları peyderpey ameliyat ettik. Kemiklerini, tendonlarını, kemik akslarını yine düzenledik; fizik tedavisini yaptırdık ve yapışan tendonları tekrar onardık. Bütün bu basamaklarla hastayı bugüne kadar getirdik. Bilhassa ezici parçalayıcı yaralanmalarda her vakit birkaç ameliyat olur. Bunun sebebi, bir doku düzgünleşiyor öbür bir yere geçiyoruz, diğer bir doku düzgünleşiyor farklı bir yere geçiyoruz… Örneğin tendon uygunlaşınca hudutları onarıyoruz. Bu halde evreli süreçler gerçekleştiriyoruz. Bunlar çok definitif ameliyatlar fakat bazen hareketsizliğe bağlı olarak tendon yapışmaları olabiliyor. Bazen de sonlarda düzgünleşme sorunları gerçekleşebiliyor. Bu ender istisnalar haricinde, bunlar yüz güldürücü sonuçları olan ameliyatlar. Hastamız Tarık Kuzu’nun da durumu şu an pek iyi”…

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı